Kuzey Suriye kaynıyor HER AN PATLAYABİLİR
Suriye’de Türkmenlerin nüfusu yaklaşık 4 milyon. Yaşadıkları en büyük bölge Halep, Humus, Lazkiye, Golan Tepeleri. Arapça konuşan Türk asıllıların sayısının da yaklaşık 4 milyon civarında olduğu belirtiliyor. Suriye muhalefetinin etkili ismi, Suriye Türkmen Meclisi Kurucu eski Başkanı Samir Hafez ile Suriye’de bayrağımıza yapılan saygısızlık, Suriyelilerin ülkelerine dönebilmesi için neler yapılması gerektiğini konuştuk. Türkiye’de yaşayan Kimya Mühendisi Samir Hafez, Suriye’nin kuzeyinde neler yaşandığını, dönüşün sağlanması için neler yapılması gerektiğini SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:
HAKİMİYET ÇETELERDE
“Suriye’nin kuzeyi bugünlerde çok kaynıyor. Çünkü idari olarak kurulan Başbakanlık ve diğer yetkililer, hizmetten daha fazla kendi çıkarlarının peşindeler. Onun için halk, Türkiye aleyhine dönüyor. Zaman içinde sıkıntının daha da artacağından endişe ediyoruz. Kuzey Suriye’de vatandaşlar, geçici hükümeti suçlayacaklarına Türkiye’yi suçluyorlar. Çünkü Suriye Türkmen Meclisi’nin eski başkanı ve Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa da Türkmen’dir. Geçici Başbakan Ticaret Lisesi mezunu. Tecrübesi olamayan bir kişi. İsviçre’de kabarık banka hesapları var.
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bünyesindeki Sultan Murat Tugayı’nın başındaki komutan da ilkokul mezunu. Askerliğini er olarak yapmış bir kişi, sadece Türkmen olduğu için oraya konmaz. Bu kişinin işi kaçakçılıktır. Kendisine Gaziantep’te saray yaptırmış. Bu parayı nereden kazandı? Onun yerine Suriye’de kurmay subayların aralarında bulunduğu 250 subayımız var. Onlar kamplarda oturacaklarına işin başına geçirilsinler. Görüyorsunuz elinde silahla, Kalaşnikoflu, makineli tüfekli göbekli adamlar sokaklarda dolaşıyor. İşte bunlar devletin emniyet gücü. Bu düzgün bir iş değildir. Orada profesyonel, kültürlü, idare edecek kişiler var. Onlar getirilmeli. Orada düzgün bir emniyet gücü kurulması için Türkiye çok uğraştı ama hem bunlar hem de çeteler var. Bütün hakimiyet çetelerde. Amaçları geçiş kapılarını Suriye rejimi ile ellerine geçirmek ve oradan para kazanmaktır. İster ekonomide ister sosyal hayatta Türkiye’nin yaptığı yatırımlar tamamen ortaya konmadı. Halk karşısında bir yatırım görmedi. Suriye’nin kuzeyinde birkaç şey yapmaya çalıştılar. Yatırımcılar çağırdılar. Bu çetelerin arasında kimse yatırım yapmaz.
DAHA FAZLA PROVOKASYON OLUR
Suriye’nin Kuzeyi sıkıntılı. Her an patlayabilir. En iyi çözüm şudur: Baştaki bu hükümet tamamen elini çekip, yeni bir hükümet kurulmalı. Hepsi Türkmen olmasın. Çünkü Türkmen orada azınlıktır. Orada o bölgede Türkmen sadece Türkiye’ye bağlı değildir. Ama Türkmenler bağlı olduğu için Türkiye’nin aleyhinde konuşuluyor. Orasının yaşam şartları hiç değilse Türkiye’nin yüzde ellisi kadar olmalıdır ki ortam patlamaya hazır olmasın.
Son günlerde Türkiye ve Suriye’nin kuzeyinde yaşananlar provokasyondur. Zamanlamasına bakılsın. Türkiye ile Suriye arasında yakınlaşma başlayınca her yerde düğmeye basıldı. Provokasyon, belli. Proje bir sene önce Gazze’nin aleyhinde başladığı gibi dışarıdan proje hazırlanıyor. İster Türkiye’de ister Suriye’nin kuzeyinde provokasyonlar bence daha yeni başladı. Türk güçleri, istihbaratımız baskıyı yerinde yapabilirse onu engeller, yoksa daha fazla olay bekliyorum. Çünkü arkasında iki güç var. Suriye-Türkiye yakınlaşması işine gelmeyen İran var. Amerika’dan bahsetmeyeceğim. O da eskiden beri vardı ve açıktı.
PROVOKATÖRLER DEVREDE
Türkiye’nin içinde her zaman provokatörler var, ben onları takmam. Ama onlarla beraber aynı gün, 48 saatte onları bu duruma getiren dışarıdan güçler var. O güçlerin uyuduğunu sanmıyorum. Bu olayları birkaç senedir görmüyorduk. Birden bire Ankara-Şam arasındaki yaklaşım ciddi raddeye geldiği zaman bunlar başladı. Suriye-Türkiye yaklaşması bu kişilerin işine gelmez. Çünkü bunlar kaçakçılık yapıyor. Bir kökten çözüm lazım. Bu dönem çok kritiktir. Türkiye-Suriye arasındaki yaklaşımları ve Cumhurbaşkanımızın ilk açıklamalarıyla ortam daha iyi hazırlanmış olması lazım ki bu adım atılsın.
Şartlar hazırlanmazsa Suriyeliler geri dönmez
“Türkiye’deki Suriyeliler dönüşlerine garanti istiyor. En büyük korkuları ‘Bizim hayatımızı kim koruyacak? Oradaki mallarımızı elimizden alırlar mı, ya da buradan mallarımızı kim geri götürecek?’ oluyor. Suriye rejiminin iyi niyet hareketi yapması gerekiyor. Bu olmazsa güvenemezler. Başka bir sıkıntı da dışarıdaki 5 milyon Suriyeliden kim önce dönebilir? Şehirde yaşayanlar korkularından dönemez. Ama tarımda çalışan, kırsalda yaşayanların dönme ihtimalleri daha yüksek. Yaşlılar önemli olaylar yaşadıkları için korkar. Gençler dönmez. 8-10 yaşındakiler bugün 25 yaşına geldi ve Türkiye’deki okullardan mezun oldular. Gidişler için Suriye’nin ekonomisi düzelmeli. Mazot, gaz, tüp gaz, şeker yok. Ekmek kuponla alınıyor. Bir kilo et bir memurun aylık maaşının yarısı. Suriye ye dönmek için yardım edilmeli. Önce Esad’ın ekonomisini düzeltmek lazım. Dışarıda 5 milyon Suriyeli var. Sadece Türkiye değil, Lübnan’dan da var. Seçim olur. Anayasa yapılır. Müşterek bir hükümet kurulabilir. Bunun daha fazla uzamaması lazım. Uzadıkça sıkıntı daha büyük olur. Barışın garantisi halkın can güvenliğidir. Müşterek bir Arap ordusu, Türk ordusuyla birlikte tüm Suriye’ye girecek ve iki sene çıkmayacak. Üçüncü senede halk bir biriyle barışır. Esad’ın da bunu kabul etmesi lazım. Eğer söylediklerimiz olmazsa halkın yüzde 70’i dönmez.”